17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Bifobi, İnterfobi ve Transfobi Karşıtı Gün, LGBTİ+ hareketinin uluslararası kazanımlarından biri. 17 Mayıs 1990 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün eşcinselliği “hastalıklar” listesinden çıkarmasıyla ilan edilen bu gün, dünyanın her yerinde nefret, ayrımcılık ve hak ihlalleriyle karşı karşıya kalan LGBTİ+’ların “hasta” olarak fişlenmesine karşı bir kazanımdı. Ancak 17 Mayıs aynı zamanda bir mücadele günü çünkü bugün dünyanın pek çok yerinde eşcinsellik hâlâ suç sayılıyor, kanunlar LGBTİ+’lar için yeterli koruma sağlamıyor, nefret suçları işleniyor ve LGBTİ+ hareketi kriminalize ediliyor.
Türkiye’de maalesef bu sene 17 Mayıs’ı pandemi ve yasakların gölgesinde karşılıyoruz. Rejim, koşullarımızı daha da ağırlaştıran pandemiyi başından beri bahane olarak kullanıyor ve tüm hak arayışlarımızı kriminalize ediyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme bahanelerinden biri, sözleşmenin “eşcinselliği özendirdiği” gerekçesiydi. Bu söylemlerle, LGBTİ+’ları ve haklarını yok sayan, doğrudan nefret suçu işleyen iktidarın saldırılarıyla, haklarımızı ve hayatlarımızı savunmak için sokağa çıktığımızda da karşı karşıya kalıyoruz. Örneğin 6 Mart’ta Kadıköy’de düzenlenen 8 Mart mitinginde polisler alana gökkuşağı bayraklarının sokulmasını engellemeye çalışmıştı. Sonrasında trans kadınları hedef alan gözaltılar gerçekleşti. Ancak bu saldırılar yalnızca LGBTİ+’lara değil, temel hak ve özgürlüklerini kullanmak; eşit, özgür ve şiddetten uzak bir yaşam sürmek isteyen herkese karşı bir saldırıdır.
Bu sebeple bu yıl 17 Mayıs’ta, mücadelelerle kazanılmış hakların bir oldubitti ile yok sayılmaması için; haklarımız ve hayatlarımız için; tüm LGBTİ+’ların özgür ve eşit bir yaşam sürmesi için mücadelede ısrarcıyız! LGBTİ+fobiye, nefrete ve ayrımcılığa karşı 17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Bifobi, İnterfobi ve Transfobiye Karşı Mücadele Günü kutlu olsun!