İspanya’dan Enternasyonalist Mücadele (LI) partisi üyesi ve Eğitim Emekçileri Sendikası eski delegesi olan Esther del Alcázar ve yine LI üyesi, CGT sendika konfederasyonunu temsilen Municipalitzem platformu* üyesi ve Barselona Belediyesi Sosyal Hizmetler’den eski sendika delegesi olan Marga Olalla ile sendikal deneyimleri üzerine konuştuk.
Söyleşi: Cemre İlkan – Merve Şanlıdağ
Sendikal deneyimlerinizden yola çıkarak hem sendika içindeki antibürokratik mücadele hem de sendikalarda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması yönünde mücadele konusunda bilgi almak istiyoruz.
Öncelikle sendikanız ve sendikadaki faaliyetinizin geçmişi ve gelişimi hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
Esther: Ben Esther, CGT’nin (Genel Emek Konfederasyonu) öğretmen sendikasının bir üyesiyim ancak öncesinde bu örgütlenmeyi kuran ve sendika içinde çoğunluğu oluşturan kamu kısmında aktiftim. Kamuda USTEC ve CCOO’dan sonra üçüncü büyük sendikayız. Dört bölgede Katalonya Hükümeti ile tüm görüşme masalarına oturuyoruz.
Marga: Ben CGT’nin Barselona Belediyesi Kamu Hizmetleri sendika seksiyonunun bir üyesiyim. Bu seksiyonun, Sosyal Hizmetler ve eğitim gibi çoğunlukla kadınların oluşturduğu sektörlerde büyük etkisi var. Aslına bakarsanız CGT’nin belediye içerisindeki sendikal seksiyonu, zamanında CCOO’ya bağlı ve benim de parçası olduğum Sosyal Hizmetler’in sendikal önderliğinin CCOO’dan kopuşuyla ortaya çıktı. Kapı kapı dolaşarak ve oldukça dinamik olan İşçi Meclisi’mizde yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde büyük bir etkiye sahip olduk ve bu etki sayesinde daha önce çoğunlukla CCOO’nun örgütlü olduğu ve müdahale ettiğimiz sektör olan sosyal hizmetler departmanındaki sendika seçimlerine CGT olarak girdiğimizde oyların çoğunu alabildik. CGT, kuruluş eğilimi anarkosendikalist olan bir sendika. Ancak CGT içerisinde biz ve Birleşik Sekreterlik’ten yoldaşlar veya militan olmayan sektörlerden tanıdığımız ancak kendilerini sosyalist komünist olarak gören yoldaşlarımızın oluşturduğu kızıl komünist bir eğilim de söz konusu. Bunun yanı sıra CGT yıllar boyunca, başta CCOO’dan, sonra da UGT’den olmak üzere bu sendikaların toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, şirket içi personel düzenlemeleri veya toplu işten çıkarmalar gibi konulardaki ihanetleri ve patronlarla sınıf işbirliği güden politikaları nedeniyle onlardan bireysel ya da küçük gruplar halinde yaşanan kopuşlardan da beslenerek büyüdü.
Esther: Bu duruma rağmen CGT olması gereken bir alternatif olamadı ve sekterliği, bocalamaları ve/veya güçsüzlüğü nedeniyle ihtiyacımız olan sınıf merkezi haline gelemedi. Sektörümde kadın oranı ağırlıklı. Sendikada da durum böyle ama sektöre kıyasla oran biraz daha düşük. Sendika önderlik ve temsilciliklerinde de kadınlar güçlü bir varlık gösterseler de oranlar daha da düşük. Politik eğilimler ise şöyle: Yaklaşık üç yıl öncesine kadar, “kızıl” anarşist sektörlerle beraber varlığımız oldukça belirleyiciydi. Birkaç yıl önce CRT’den (Corriente Revolucionaria de Trabajadores y Trabajadoras-İşçilerin Devrimci Akımı; Arjantin Sosyalist Emekçilerin Partisi’nin [PTS] İspanya ayağı) katılım oldu ancak bu sadece okul sonrası eğitim sektörüyle, yani özel sektörle sınırlı kaldı. Sendikaya dahil oldular ama farklı bir sendikal seksiyon olarak. Ancak bugün bile sendika içi bir ağırlığa veya alternatif önerilere sahip olduklarını ya da sendika önderliğine karşı herhangi bir öneri geliştirdiklerini söyleyemeyiz. Yaptıkları şey, Izquierda Diario’yu (Arjantin PTS’sinin günlük yayın organı) bazı sendika forumlarına yerleştirmek oldu. Bizim içinden geçtiğimiz bürokrasi karşıtı mücadeleye dahil olmadılar.
İş güvencesizliğini ortadan kaldıran istihdam düzenlemesi; göçmen yasasının geri çekilmesi; yüzde 100 kamusal ve kaliteli sağlık, eğitim, sosyal hizmetler vb. hizmetler için özelleştirmelere karşı; işten atmaların yasaklanması gibi talepleri öne çıkarıyoruz.
Sendika şu anda hangi talepleri öne çıkarıyor, ne tür örgütlenme faaliyetleri yürütüyor?
Marga: PSOE-UP (Sosyalist İşçi Partisi ve Unidas Podemos) hükümetinin sunduğu da dahil olmak üzere emek yasası reformlarına karşı bir mücadele güdüyoruz. İşçiler için iş güvencesizliğini ortadan kaldıran istihdam düzenlemesi; göçmen yasasının geri çekilmesi (CGT’nin göçmenlere dönük politikası için bkz. https://www.gazetenisan.net/2021/12/ispanyada-devrimci-sendikacilar-gocmen-iscileri-nasil-savunmustu/); yüzde 100 kamusal ve kaliteli sağlık, eğitim, sosyal hizmetler vb. hizmetler için özelleştirmelere karşı; işten atmaların yasaklanması gibi talepleri öne çıkarıyoruz.
Esther: Katalonya’da kamusal eğitim sektörü özelinde: 10 yıl önce uygulamaya konan ve COVID’le ağırlaşan kesintilerin telafi edilmesi için insani ve ekonomik kaynak talep eden güçlü grevler düzenlendi. Bu taleplerin reddedilmesi, Eğitim Bakanı’nın istifası talebini getirdi. Bunun yanı sıra bir diğer mücadele, işgücünün büyük bir kısmını oluşturan kimisi geçici sözleşmeyle kimisi yarı zamanlı olarak çalışan ücretli öğretmenler için kadro mücadelesiydi.
Hem sendikal seksiyon toplantıları hem de genel toplantılar sıkça düzenleniyor. Örneğin yakın zamanda gerçekleşen ulusal kongre çerçevesinde düzenlendi bunlar. Tabandan örgütlülük düzeyi de çok başarılı olmasa da var diyebiliriz. Alan toplantıları dediğimiz, bir mahalle ya da semtteki tüm merkezlerden delegelerin aylık koordinasyonu bu noktada diğer mekanizmalardan daha iyi işliyor.
Ulusal düzeyde ise, iş güvencesizliğini sürdüren ve çalışan yoksulluğunu (yoksul işçilerin ihtiyaçlarını karşılayamaması) artıran PSOE-UP hükümetinin önerdiği reform gibi emek reformlarına karşı; göçmen yasasının ve Yurttaş Güvenliği yasasının (ç.n. ifade özgürlüğünü kısıtlayan düzenleme) iptal edilmesi için; özelleştirmelere karşı, yüzde 100 kamusal ve kaliteli hizmetler (sağlık, eğitim, sosyal hizmetler vb.) için, işten atmalara karşı mücadele ediyoruz. Ancak sorun şu ki, sektör bazlı inisiyatiflerde ortaya çıkan mücadelenin gücü genele yayılınca azalıyor ve kimi durumlarda, örneğin en son Nissan’da olduğu gibi tahmin edilen düzeyde mücadeleler yaşanmıyor.
Sendika içi demokrasiyi sağlama yönünde hangi mekanizmalar mevcut?
Marga: Şube veya sektör bazlı işçi meclisleri; sendika tabanının, sektörlerin ve genel olarak sendikanın politikalarının belirlenmesine yönelik genel kurullar düzenliyoruz. Sendikal faaliyet ve işleyiş, sendikal şube ve seksiyonların önderliklerinin belirledikleri kriterler üzerinden şekilleniyor.
Esther: Yukarıda bahsettiğim toplantılar. Bu, sendikada hemen hemen işe yarıyor, örneğin öğretmen sendikasında. Ancak sonraki seviyede (ör. Katalonya Konfederasyonu seviyesinde) bu mekanizma maalesef ki aynı etkiye ulaşamıyor.
İşçi demokrasisi mekanizmalarını güvence altına almak için, belirli bir şirketteki veya müdahale alanındaki üyelerin ve sendikal şubelerin bir araya gelerek kolektif olarak tartışma yürütebileceği kurullar ve meclisler talep ediyor ve düzenliyoruz.
Sizin sendika içi demokrasiyi güçlendirme/antibürokratik mücadele yönünde nasıl bir politikanız ve örgütlenmeniz var?
Marga: Bir önceki cevabımda da belirttiğim gibi, işçi demokrasisi mekanizmalarını güvence altına almak için, belirli bir şirketteki veya müdahale alanındaki (ör. metal, telepazarlama, et kesim sektörü, kamu hizmetleri vs.) üyelerin ve sendikal şubelerin bir araya gelerek kolektif olarak tartışma yürütebileceği kurullar ve meclisler talep ediyor ve düzenliyoruz.
Sendikalarda bir diğer sorun ise toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında adımlar atılmaması. Sendikanın bu konuda çalışmaları var mı? Cinsiyete dayalı ayrımcılığı önleme adına nasıl mekanizmalar oluşturuldu? Sizin sendika içinde bu konuda önerileriniz neler?
Marga: Sendikada toplumsal cinsiyet sekreterliği mevcut ancak bugün hâlâ çok zayıf olduğunu düşünüyorum. Cinsiyete dayalı ayrımcılığı önleme adına özel bir mekanizma mevcut değil. Cinsiyete dayalı ayrımcılığa karşı mücadele etmek için, müdahale edilmek istenen alandaki durumu kadın yoldaşların gerçek sorunlarına dayalı bir şekilde analiz etmek ve bu sorunlardan yola çıkarak talepler geliştirmek gerekir. Cinsiyete dayalı ayrımcılığa karşı mücadelede ileri adımlar atmış kadın yoldaşların deneyimlerinden yola çıkmak, bu deneyimleri işyerinde karşı karşıya olduğumuz somut gerçeklikle örtüştürerek hareket etmek gerekiyor.
Kadınlar olarak pek çok mücadelenin içerisinde varız. Örneğin bakım, eğitim, sağlık, sosyal hizmetler gibi bazı sektörlerde mücadelelerin içinde yer alsak da yönetim organlarında eşit şekilde temsil edilmiyoruz. Bunun nedeni kadın işçi olmamız, işgünümüz bittiğinde ev işinden daimi sorumlu kişiler olmamız olmayı sürdürüyor.
Sendikada kadınların eşit temsili sağlanabiliyor mu? Bu açıdan, kadın kotası gibi bir uygulaması var mı? Siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
Marga: Sendikam CGT içerisinde Katalonya veya İspanya Devleti düzeyinde eşit temsil konusunda hâlâ önemli eksiklikler olduğunu düşünüyorum. Ancak benim parçası olduğum Barselona Belediyesi yerel idare şubesinde genelin tersi bir eğilim var ve çoğunluğu kadın işçilerden oluşan eğitim ve sosyal hizmetler alanında kadınlar ciddi bir sendikal varlığa ve etkiye sahip. Kadın kotamız yok ve oluşturmayı düşünmüyoruz. Ben kotadan yana değilim. Daha ziyade politik tartışmalar yoluyla daha çok kadını katmaya çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü kadınlar olarak pek çok mücadelenin içerisinde varız. Örneğin bakım, eğitim, sağlık, sosyal hizmetler gibi bazı sektörlerde mücadelelerin içinde yer alsak da yönetim organlarında eşit şekilde temsil edilmiyoruz. Bunun nedeni kadın işçi olmamız, işgünümüz bittiğinde ev işinden daimi sorumlu kişiler olmamız olmayı sürdürüyor.
Esther: Ben de kotadan yana değilim. Kadın yoldaşların katılımını cesaretlendirmek ve kolaylaştırmak gerekiyor ki bu alan gerçek anlamda kazanılsın. Sırf “yapmış olmak için” kadınlara alan açma anlayışından yana değilim. CUP’ta (Halk Birliği Adayları) böyle bir politika var ve her ne kadar sayıca eşitlik anlayışından yana olsalar da toplantı ve etkinliklere daha fazla kadının katılımını sağlayamıyorlar.
Sendikada kadın işçi kurulları, komisyonları vs. var mı? Bunlar nasıl işliyor?
Marga: Sendika bünyesinde kadın işçilerden oluşan kurullar, komisyonlar var. Ayrıca bir kadın sekreterliği var. Kadınların sendikaya daha fazla katılmasını sağlamak için düzenli toplantılar, danışma toplantıları vs. düzenleniyor.
Esther: Kadın sekreterliği var ancak çok düzensiz şekilde çalışıyor. İşin aslı, 8 Mart ve 25 Kasım’larda her şey çok dinamik ama yılın kalan zamanlarında öyle değil. Bir diğer mesele de şu; somut bir ayrımcılık sorunu yaşanırsa sendikanın büyük çoğunluğu müdahale ediyor ancak bu alışkanlığa dönmüş bir durum değil.
Kadın işçileri örgütlemek/kadınların sendikalara katılım oranını yükseltmek için neler yapılıyor?
Esther: Öğretmen hareketinde, elimizdeki en temel örgütlenmeden başlanıyor: bölge koordinasyonları. Burada [kadınları] güçlendirmenin yanı sıra mümkünse merkezi toplantılara katılımlarını sağlıyoruz.
*Municipalitzem: Belediye işçilerinin kadrolu çalışan olması için mücadele eden bir platform.