2023 yılı boyunca kadınların başını çektiği grev ve direnişler, kadınların sadece insanca çalışma koşulları için değil toplumsal cinsiyet eşitliği için de mücadele verdiğini gösterdi. Gerek İzmir Agrobay Seracılık’ta kötü çalışma koşullarına ve ücretsiz izin dayatmalarına karşı Tarım-Sen’de örgütlendikleri için Kod-46 ile işten atılmaları üzerine direniş başlatan kadınlar, gerekse de Urfa Özak Tekstil’de insanlık dışı çalışma koşullarına karşı Birtek-Sen’de örgütlendikleri için patronun gözdağı vermek üzere bir kadını işten atmasıyla direniş başlatan kadınlar işyerlerinde mobbinge, ayrımcılığa ve tacize uğradıklarını anlattılar. Her iki direniş de sıkça polis şiddetine maruz kaldı. Daha birkaç ay önce Malatya’da Birtek-Sen’de sendikal faaliyet yürüten kadınlar emniyet tarafından babalarına kocalarına şikâyet edildiler. Bu yıl gerçekleşen Maya Mekanik, Burda Bebek, MKS Transformatör, Maka Otomotiv, Barutçu Tekstil gibi grev ve direnişlerdeki kadın işçilerin talep ve sorunları da benzerdi. Kadınlar emek mücadelesi verirken aynı zamanda erkek-devlet şiddetiyle de mücadele ediyorlar. İktidar ve sermaye, örgütlülüğün gücünden korktuğu gibi kadınların örgütlü mücadelesinden de korkuyor.
Kadınların karşılıksız emeği, asgari ücretin neresinde duruyor?
2024 yılına ise yine en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamaya yetmeyecek ve enflasyon karşısında hızla eriyecek bir asgari ücretle giriyoruz. Asgari ücretin ortalama ücret olduğu ve milyonlarca emekçinin asgari ücret dahi almadığı düşünüldüğünde, bu durum kadınları doğrudan etkiliyor.
DİSK-AR’ın 2024 Asgari Ücret Araştırması raporuna göre kadınların yüzde 60’ı asgari ücret ve civarı ücret alırken yüzde 41’i asgari ücret dahil almıyor. Özel sektördeki kadın işçilerin yüzde 54’ü asgari ücret altında ücretlerle çalıştırılıyor. TÜİK’in Kazanç Yapısı İstatistikleri 2022 raporuna göre de çoğu istatistik erkekler lehine. Örneğin eğitim durumuna göre yıllık ortalama brüt kazanç, tüm eğitim düzeylerinde erkeklerde daha fazla. Ekonomik faaliyete ve meslek grubuna göre toplam ücret-kazanç farkı yüzde 6,2. Aynı fark, yaş grubuna ve kıdem yılına göre yapılan istatistikte de mevcut. Kadınların erkeklerle eşitsiz durumda olmadığı neredeyse tek durum, Toplu İş Sözleşmesi olan işyerleri.
Peki kadınların ev ve bakım işlerine harcadığı ücretsiz emek, asgari ücretin neresinde duruyor? Artan yoksulluğun psikolojik ve maddi yükünü üstlenen, ekonomik krizden daha eşitsiz şekilde etkilenen, ücretli çalışsın veya çalışmasın evde karşılıksız emek harcayan kadınların bu görünmeyen emeği telafi edilebilir mi?
Çözüm, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılmasıdır. Biz tüm emekçiler için asgari değil insanca yaşamaya yetecek bir ücret talep ediyoruz. Bununla birlikte eşdeğer işe eşit ücret, kadınlara yönelik istihdam ayrımcılığının sona ermesi, ev ve bakım işlerinin toplumsallaştırılması ve hijyen ürünleri gibi temel ihtiyaçlara erişimin parasız olması da bu eşitsizliğin ortadan kalkması yönünde taleplerimiz arasında. Ancak asıl hedefimiz elbette çifte sömürümüzün kaynağı olan patriyarkal kapitalist sistemi alaşağı etmek!
Kadın Dayanışması