1 Mayıs her gün tek başımıza verdiğimiz hayat mücadelesini birlikte vermek; kadınlar, lubunyalar, işçi ve emekçiler olarak buradayız demek, bir olup sesimizi ülke çapında ekonomik ve politik bir arenada yükseltebilmemiz için önemli bir mücadele günü.
Emekçi ve yoksul kadınlar için ise 1 Mayıs’ın ayrı bir anlamı var, bizler için hayatta geçirdiğimiz her gün ayrı bir emek ve mücadele günü. Çünkü sadece insanca çalışma koşulları için değil yoksulluk, şiddet ve baskının ağırlığından kurtulabilmek için, dahası hayatta kalabilmek için mücadele veriyoruz. Sadece iş hayatında değil evde ayrıca iş yapıyor; hasta, yaşlı, çocuk bakıyor, ev işlerine ücret almadan vakit harcıyoruz. O yüzden 1 Mayıs en çok biz kadın işçilerin, işsizlerimizin, genç kadınların günü.
Çalışma koşulları ne kadar zorsa işsizlik de bir o kadar ağır
DİSK-AR’ın yayımladığı Nisan 2024 İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporuna göre kadın işsizliği erkeklere kıyasla oldukça yüksek. Şubat 2024’te zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı erkeklerde yüzde 14,7 iken kadınlarda yüzde 19,5. Şubat 2024’te üçüncü en yüksek işsizlik kategorisi ise yüzde 19,6 ile genç kadın işsizliği. TÜİK tarafından açıklanan dört ayrı işsizlik türünde de kadın işsizliği erkek işsizliğinden oldukça fazla. Şubat 2024’te mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,3 iken kadınlarda yüzde 11,3.
Çalışabilen “şanslı” kadınlar ise kötü çalışma koşulları ve düşük ücretlere mahkûm ediliyor. Nitekim 2023 sonu ve 2024 başında yoğunlaşan grev ve direnişlerde kadın işçilerin ön planda olduğunu görüyoruz. Agrobay Seracılık, Özak Tekstil, İBB işçisi Tülay Çal, Krom Evye, Burda Bebek ve en son Lezita’da gördüğümüz gibi kadınlar, işyerlerinde maruz kaldıkları aşağılayıcı, onur kırıcı muameleye ve çalışma şartlarının ağırlaşmasına karşı mücadelenin başını çekiyor.
Bu yıl 1 Mayıs’ta kadınlar olarak insanca koşullarda çalışabilmeyi ve kadın işçiler olarak kadın olmaktan kaynaklı hak ve taleplerimizin görünür olmasını istiyoruz.
- Kadınların iş hayatına eşit şekilde katılabilmesi için her işyerine kreş, servis, yemek, emzirme odası şart; bu koşulları sağlamayan patronlara denetim şart!
- Özellikle tarım, tekstil, temizlik, güvenlik gibi hizmet sektöründe çalışan kadınların esnek saatlerle, uzun mesailerle, kayıt dışı çalıştırılmasına son!
- Emek yoğun sektörlerde çalışan kadın işçilerin çalışma ve sosyal koşullarını iyileştirecek düzenlemeler şart!
- İş hayatında şiddet ve tacize yönelik koruyucu ve önleyici mekanizmaların hayata geçirilmesi, ILO 190’ın imzalanıp etkin uygulanması şart!
- Evlenirken ücretli izinler, evlilik yardımları veriliyor ancak boşanmakta olan veya boşanan kadına, en önemlisi de şiddet mağduru kadınlara yönelik hiçbir izin, ödenek verilmiyor. Boşanmanın ve şiddetin kadın işçilerin sosyal ve fiziksel sağlığını etkilediğini kabul eden yasal düzenlemeler şart!
Eşdeğer işe eşit ücret, kadınlara yönelik istihdam ayrımcılığının sona ermesi, ev ve bakım işlerinin toplumsallaştırılması ve hijyen ürünleri gibi temel ihtiyaçlara erişimin parasız olması bu yıl da 1 Mayıs’ta hayati taleplerimiz arasında.