6 Şubat depremleri binaları yıktı; sonrasında ise yaşanan hukuksuzluklar ve devletin sağlaması gereken güvenli yaşam alanlarının geçen bunca aya rağmen sağlanmaması özellikle kadınların ve çocuklarımızın hayatını yıktı geçti. Deprem bölgesinde güvenli yaşam alanlarından yoksun kalan kadın ve çocuklara yönelik her türlü şiddet gün geçtikçe artmaya devam ediyor.
Son olarak Hatay’ın Arsuz ilçesinde yaşayan 17 yaşında bir kız çocuğunun girdiği işyerinde uğradığı cinsel istismar davası kamuoyuna yansıdı. Annesi hasta, babası cezaevinde olan genç kız depremin de getirdiği zorlu yaşam koşullarına direnmek ve en temel insani ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına 30 yaşındaki Mahmut Altun’un kuaför salonunda çalışmaya başladı. 17 yaşında okula gidip geleceğini inşa etmesi gereken zamanda ailesinin bakım yükünü sırtlandı. Depremin yıkıcı etkisini derinden yaşayan 17 yaşındaki bu kız çocuğu patronu Mahmut Altun tarafından cinsel istismara uğradı. Deprem travması üstüne bir de cinsel istismar travması eklendi. Ancak patronunun tüm tehditlerine ve baskına rağmen susmadı ve patronunu şikâyet etti. Erkek egemen yargı ise her zamanki gibi faili cezalandırmak yerine ödüllendirdi ve Mahmut Altun’u adli kontrol şartıyla serbest bıraktı. Fail, mahkemede “Bir anlık bir şeydi, kızın da rızası vardı” şeklinde ifadeler kullanarak kendini aklamaya çalıştı.
İstismarın rızası olmaz, çocuğun beyanı esastır. İstismar aklanamaz bir suçtur. Adil bir yargılama süreci başlatılarak failin derhal hak ettiği cezayı alması sağlanmalıdır. Failleri değil çocukları koruyan bir yargı süreci işletilmelidir. Deprem bölgelerindeki denetimsizlik ve güvensizlik ortamı özellikle kadın ve çocukları istismar karşısında savunmasız bırakmıştır. Acilen bu koşulları ortadan kaldıracak önemler alınmalı, güvenli yaşam alanları kurulmalıdır.
Fotoğraf: Emre Orman / csgorselarsiv.org