Bu yazının orijinali, İşçilerin Uluslararası Birliği-Dördüncü Enternasyonal’in yayın organı Correspondencia Internacional’in (Uluslararası Haberleşme) Pandemi ve Kapitalist Kriz Karşısında Kadınlar başlıklı özel sayısında yayımlanmıştır.
Yazar: Rana Agarriberri – Sosyalist İşçi Akımı (Brezilya)
Çeviri: Kadın Dayanışması
Mayıs ayında Brezilya adaleti, kadınların hayatlarını savunmak adına, Luis Felipe Manvailer’i 31 yıl hapis cezasına çarptırdı ve bu, ülke çapında gerçekleşen büyük kadın seferberlikleri sayesinde mümkün oldu.
Luis Felipe ve Tatiane çiftinin yaşadığı binanın Temmuz 2018 tarihli kamera görüntüleri, Tatiane’nin boğulmadan ve yaşadıkları apartman dairesinin penceresinden aşağı atılmadan hemen önce maruz kaldığı fiziksel şiddeti açıkça belgeliyor. Bu ceza, bir kadın cinayeti sonrası verilen ilk mahkûmiyet değil, ancak ev içi şiddetin hâlâ mahrem bir sorun olarak üstünün kapatıldığını açıkça ortaya koyduğu için basın ve toplum nezdinde büyük bir etkisi oldu: Tanıklar olay anlarında dayak sesleri ve Tatiane’nin ağlama ve çığlıklarını duyduklarını yetkililere bildirmişlerdi; ancak yetkililer duruma müdahale etmediler.
Feminist Bahar’ın* tam ortasında, cinayetin gerçekleştiği Paraná eyaletinin Guarapuava şehrinde ve aynı eyaletin başkenti Curitiba’da kadına yönelik şiddetle mücadele için oldukça güçlü eylemler gerçekleşti. Luis Felipe’nin mahkûmiyetinin talep edilmesine ek olarak, kadına yönelik şiddete dair yeni yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi için ciddi baskılar oluşturuldu.
Davanın hâkimi, ceza kararına, kadına yönelik şiddetin teşvik edildiği bir ortam yaratan, kadın ve erkek arasındaki güç asimetrisinin analizini de dahil etti. Ayrıca, oluşturulan halk baskısı sonucunda davaya dönük olarak “kadın düşmanlığı” terimini de kullandı. Dava jürisi içerisinde sadece bir kadın olması da jüri bileşimindeki bu eşitsizliğin sadece bu davada değil, diğer kadın cinayeti davalarında da sonucu etkileyebilecek bir etken olabilmesi açısından çeşitli tartışmalara yol açtı. Bu mahkûmiyetin, Federal Yüksek Mahkeme’nin kendilerine ihanet ettikleri için partnerlerini öldürdüklerini iddia eden kadın katillerinin cezasını azaltmak için öne sürülen “Meşru Onur Savunması” maddesinin kullanılmasını yasaklamasından iki ay sonra gerçekleştiğini de unutmamak gerekiyor.
Luis Felipe’nin mahkûmiyeti, ülkede 2015 yılından beri hükümetlere, haklarına yönelik saldırılara, tecavüz kültürüne karşı ve kürtaj hakkını savunmak için seferber olan kadınların ayaklanmasının doğrudan bir sonucudur. Feminist örgütlerinin Bolsonaro hükümetinin erkek egemen politikalarına karşı mücadeleyi güçlendirmek için sürekli seferberlikten vazgeçmemesi gerekiyor. Tatiane için ve hepimiz için mücadeleye devam ediyoruz!
* Feminist Bahar, Brezilya’da 2015 yılında binlerce kadının kamu sağlığı hizmetlerinin cinsel şiddet mağduru kadınlara destek sunmasını zorlaştıran ve çeşitli kısıtlamalar öngören 5069/2013 sayılı yasa tasarısını protesto etmek için sokaklara döküldüğü sürece verilen isim. Ayrıca ülkede kadın hareketinin yükselişe geçtiği son dönemi ifade etmek için de kullanılıyor.