dün İstanbul Onur Haftası’nın ilk günüydü, 20 haziran 2022. oldukça geniş bir yelpazeden etkinliklerin bulunduğu bir program hazırlamış komite[1], Hafta’nın teması ise “direniş”. güncel politik duruma değinen; barınma sorununu, mülteci karşıtlığını, kitlesel seferberlik anlarını, Doğu Avrupa’daki lgbtia+ mücadelesini ele alan etkinlikler olduğu gibi tarih yazımı, interseks deneyimleri, lgbtia+ çocuklar ve tutsaklar, lgbtia+ların siyasal katılımı, cinsel sağlık, seks işçiliği, Kürt lubunyalar ve hayvan özgürlük mücadelesi üzerine de etkinlikler mevcut. kimi etkinliklerin çevrimiçi platformlarda yapılması öngörülürken kimisi İstanbul’un çeşitli semtlerinde yüz yüze gerçekleştirilecekti. nitekim, dün gördük ki devlet ve gerici çeteler lubunya mücadelesine ket vurmak için kolları sıvamış.
Onur Haftası programı duyurulduğu gibi dinci-gerici sosyal medya sayfaları ve personaları tarafından hedef gösterilmeye başladı.[2] hemen ardından dinci-gerici başka bir toplam -kendilerine “Müdafaa-i İslam Hareketi” adını koymuşlar- Onur Yürüyüşü ile aynı güne, 14.53’e, Taksim Camii önüne “basın açıklaması ve sapkınları beklemeye davet” çağrısı yaptı.[3] iktidarın söylemleriyle körüklediği, devlet aygıtlarıyla onadığı/akladığı lgbtia+ düşmanlığının etkisiyle artan saldırıların, düşmanlığın, toplumsal gerilimin bahane edilmesi ve lubunyaların önüne ket vurulması da yıllardan beri süregelen bir politika. 2015’ten bu yana “huzur, güvenlik ve esenliğin korunması ve suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla” Onur Yürüyüşlerine yasak kararı çıkıyordu.[4] devlet defaatle, korunması gereken dezavantajlı özneleri korumak yerine saldırganları korumayı tercih ediyor. bunun yakın tarihteki en bariz örneği ise İstanbul Üniversitesi Eşitlik Topluluğu’nun Onur Ayı şerefine yapmak istediği pikniğin dinci-gerici bir grup tarafından basılması üzerine “sizi güvenli bir şekilde tahliye edeceğiz” yalanları ile lubunyaların polis tarafından gözaltına alınmasıydı.[5]
tüm bunlara, gerginliğe rağmen Onur Haftası için çok heyecanlıydım. saatlerce uğraşıp, hangi etkinliklere gideceğimi seçip, hepsini çevrimiçi takvimime kaydetmiştim. dün 4 arkadaş Taksim’e çıktık, heyecanlıydık. nitekim, İstiklal Caddesi boyunca gördüğümüz çevik kuvvet, barikatlar ve polis araçları heyecanımızı söndürmeye yetti. etkinlik mekânına ulaştığımızda ise sokaktaki sivil polisin tacizkâr bakışları eşliğinde beklerken Komite görevlileri 1 haftalık etkinlik yasağı ilan edildiğini aktardı bize, ne yapacaklarını düşünüyorlardı. öğrendik ki etkinlik mekânlarına “rutin kontrole” geldikleri yalanıyla göz korkutmaya çalışan polis öğle saatlerinde yaptığı ikinci bir ziyarette elindeki yasak kararını gösterip etkinliklerin yaptırılmayacağını haber vermiş.[6]
bizim gittiğimiz mekân Beyoğlu’ndaydı. güncel olarak Kaymakamlığın internet sitesinde yasağa dair yapılmış bir duyuru yok. nitekim, -sosyal medyadan öğrendiğimiz kadarıyla- polis giderken bina kapısına “Onur Haftası organizasyonu Kaymakamlık tarafından iptal edilmiştir” yazan bir not bırakmayı da ihmâl etmemiş.
hafta içinde Kadıköy’de yapılması planlanan etkinlikler vardı ve Kadıköy Kaymakamlığı internet sitesinde yasak kararını duyurmuş, gerekçe yine aynı.[7] yine, Şişli’de de yapılacak etkinlikler mevcut ama internet sitesinde konuya dair herhangi bir duyuru yok.
devlet kurumlarına sinen bu usulsüzlüklere, maalesef ki, alışmaya başladık artık. duyurulmayan yasak kararları ile mücadele ediyoruz. uyarısız yapılan polis müdahalesi, açılmayan tahliye koridorları, haksız gözaltı ve gözaltında işkence, sürekli aleyhimizde açılan davalar ve yıpratma politikaları… gittikçe normalleşen, normalleştikçe daha da artan devlet baskısı mevcut. siyasal iktidar sallanan koltuğunun korkusunun eşliğinde gittikçe zorbalığının boyutunu artırıyor. koltuğuna sahip çıkma yöntemi olarak da toplumsal gerilimleri, önyargıları körüklüyor, hayali düşmanlar yaratıyor. yasal organları yetmeyince paramiliter grupları azmettirmekten de geri durmuyor.
tüm bu olanlar bir yana, siyasal iktidarın itinayla anla(ya)madığı bir şey var: “dönmeyiz, dönmeyiz, biz bu yoldan dönmeyiz!” diye boşuna demiyoruz biz. Esat-Eryaman’da, Ülker’de paramiliter güçler ile savaşmış transların, 1993’ten bu yana her türlü müdahale ve düşmanlığa rağmen Onur Haftası/Yürüyüşü yapmaktan vazgeçmeyenlerin, toplumsal muhalefetin her seferberliğine rengârenk bayrakları ile katılmakta diretenlerin hareketi bu hareket. kaldı ki ne Onur Yürüyüşü ne Onur Haftası gelenekleri vazgeçeceğimiz gelenekler. Komite de bu fikirde olsa gerek ki şu açıklamayı yapmış: “Vazgeçmiyoruz, Korkmuyoruz! Etkinliklerimize güvenli mekânlarda ve online olarak devam edeceğiz.”[8]
eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren lubunyaların ortaya koyduğu bu iradenin arkasındayım. yıllardır lgbtia+ mücadelesi veren, ucundan köşesinden tutan, emek veren bir lubunya olarak bu olanlar, yükselen gerilimden dolayı -elbette ki- endişeliyim, korkuyorum ama Komite’nin etkinlikleri yapmaktaki direnişini çok iyi anlıyorum. can güvenliğimizi gözeterek sesimizi çıkarmaktan geri durmamamız gerektiğini düşünüyorum ben de.
şöyle bitirmek istiyorum bu yazıyı: bu mücadelenin devam edebilmesi için, verdiğimiz yaşam mücadelesi için bir kişi daha eksilmeyeceğimiz bir şekilde “nefrete inat yaşasın hayat!” diye bağırmaktan yanayım.
[1] programa şu bağlantıyı kullanarak ulaşabilirsiniz: https://linktr.ee/prideistanbul
[2] hedef gösterme paylaşımlarından bir tanesine şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz: https://twitter.com/dailyislamist/status/1538615130388369408?s=20&t=bj71i1cmg8S4REe9jbn9ug
[3] mevzubahis çağrıya şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz: https://twitter.com/mislamhareketi_/status/1538808404663312384?t=-pNr7uopFsn1UH-tbq5NIQ&s=08
[4] KaosGL’de yayımlanmış şu yazıdan konuya dair daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz: https://kaosgl.org/haber/onur-yuruyuslerimiz-durusma-salonlarina-sigar-mi
[5] konuya dair topluluğun yaptığı açıklamaya şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz: https://twitter.com/iuesitlik/status/1537803185561251842?s=20&t=bj71i1cmg8S4REe9jbn9ug
[6] İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nın şu paylaşımına bakabilirsiniz: https://twitter.com/istanbulpride/status/1538895383333683200?s=20&t=youqd9dtpa1l4h4uexZ8Pw
[7] ilgili karara şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz: http://www.kadikoy.gov.tr/basin-aciklamasi-10
[8] ilgili paylaşıma şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz: https://twitter.com/istanbulpride/status/1538895970158710786
Fotoğraf: Serra Akcan / csgorselarsiv.org