Geçtiğimiz aylarda Panama; hükümetin emek düşmanı politikaları, işsizlik ve hayat pahalılığına karşı haftalarca süren grev ve eylemlere tanık olmuştu. Panama halkları, sendikalar, partiler ve kitle örgütlerinin ülkeyi felç eden seferberliğine katılan kurumlardan biri olan Sosyal Güvenlik Kurumu Çalışanları Birliği (AECSS); Sosyal Güvenlik Kurumu yönetiminin emekçilerin sosyal hakları açısından hukuka ve sözleşmelere uygun davranması ve maaşların iyileştirilmesi için üç yıldır mücadele yürütmekte. Aralarında yoldaşımız Priscilla Vasquez’in de olduğu 50’den fazla işçi ise, haklarını aradıkları için suçlama ve cezalarla karşı karşıya. Grev hakkını kullanan işçiler işten çıkarıldı ve sendika önderlerine dava açıldı. İşçiler şu anda işten atılanların işe geri alınmasını ve bu hukuksuz davanın düşürülmesini talep etmekteler.
Priscilla, İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal’in (İUB-DE) Panama seksiyonu Propuesta Socialista (Sosyalist Öneri) üyesi ve AECSS Başkanı. Priscilla hem sendika bürokrasisine hem de patriyarkaya karşı yıllardır mücadele veren kadınlardan biri. Bir süre önce AECSS bünyesinde bir Kadın Komisyonu kurulmuş ve komisyon, Sosyal Güvenlik Kurumu yönetime cinsiyetçi olmayan bir sosyal güvenlik sistemi, işyerinde her türlü cinsel taciz ve ayrımcılığa karşı protokolün kabulü, cinsel şiddet mağdurlarının korunması ve toplu iş sözleşmesi hakkının özgürce kullanılması taleplerini sunmuştu. Bir yandan sendikalaşma oranının halihazırda düşük olduğu ülkede sendikalı işçilerin yalnızca yüzde 15’inin kadın olduğu; bir yandan da ülkedeki kadın hareketinin patriyarkal kapitalizme ve erkek adalete karşı güçlü bir savaş vermekte olduğu düşünüldüğünde, sendikalara kadın işçi mücadelesinin taşındığı bu tip örnekler çok kıymetli.
Çoğunluğu kadınlardan oluşan AECSS üyesi işçilere grev çağrısı yaptığı için suçlanan Priscilla’nın ve hukuksuz şekilde cezalandırılmak istenen tüm işçilerin yanındayız. Feminist hareketin ve sendikal mücadelenin kriminalize edilmesi anlamına gelen bu suçlamalar kabul edilemez. Çünkü Priscilla’nın da dediği gibi “Protesto haktır, toplu iş sözleşmesi haktır, örgütlenme özgürlüğü haktır.”
Mücadele eden işçiler gerek patron, gerek devlet gerekse de sendika bürokrasisi eliyle cezalandırılıyor. Bunun bir örneğini yakın zamanda Türkiye’de de gördük. DİSK Genel-İş 1 No’lu şube temsilcisi olan ve hiçbir gerekçe gösterilmeksizin Şubat 2022’de temsilcilik görevinden alınan Kadıköy Belediyesi işçileri arasında, sendika içerisinde toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi veren kadın işçiler de vardı. Feministler olarak; Panama’da, Türkiye’de ve her yerde emek hareketiyle feminist hareketi birleştiren, kadın işçilerin taleplerini yükselten, patriyarka ve kapitalizm ittifakını bozmak için mücadele eden kadınlarla dayanışmak görevimiz. Daha da ötesinde, bu dayanışmayı güçlendirmenin ve mücadeleleri birleştirmenin yollarını aramaktan vazgeçmemeliyiz.
Priscilla Vasquez’e ve işten çıkarılıp cezalandırılmakla tehdit edilen diğer işçilere destek amacıyla başlatılan imza kampanyasına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.