İranlı sosyalist feminist aktivist Fatemeh Masjedi İran’daki güncel duruma ilişkin değerlendirmelerini kadindayanismasi.net okurları için yazıyor. Masjedi, bu yazısında devrimci seferberlikler karşısında köşeye sıkışan Molla rejiminin artan şiddet ve baskısını ve bunun kitleler üzerindeki etkilerini değerlendiriyor.
Çeviri: Kadın Dayanışması
Sakız kentinden 22 yaşındaki Kürt kadın Jina Amini’nin 13 Eylül’de katledilmesinin ardından başlayan protestolar dördüncü ayında. Jina’nın memleketindeki Kürt aileler sokağa çıkmış ve bu protesto dalgası Tahran’ın yanı sıra diğer şehir ve kasabalara yayılmıştı.
Şu anda protestoculara yönelik insan hakları ihlalleri ciddi anlamda endişe verici durumda. Devlet, her türlü işkence yöntemini ve Suriye’de uygulanan diğer saldırı araçlarını kullanıyor. Ayrıca bu konuda Rusya’dan öneri yardımı alıyor ve protestocuların izlenmesi için Çin’in gözetim ekipmanlarını kullanıyor. Devlet, devrimin üçüncü ayında halka açık infazların ilk dalgasına başladı ve tutuklanan protestocular için daha pek çok idam emri verdi. Bununla birlikte, aceleyle verilmiş bu idam kararları olağan yargı sürecinden bile geçmiyor. İran Parlamento Üyesi Mustafa Mir Selim, her protestocunun tutuklandıktan 5-6 gün sonra idam edilmesini istiyor. Her ikisi de 23 yaşında olan Muhsin Şikari ve Macit Rıza Rahnavard, halka açık şekilde idam edilen ilk protestocular oldular. Muhsin Şikari’nin suçu bir sokak eylemi sırasında yolu kapatmaktı. Ancak devlet, Şikari’yi bir Besic militanını öldürmekle, Macit Rıza Rahnavard’ı ise iki Besic militanını bıçaklamakla suçladı. Son olarak, ağır şekilde işkence gören Hasan Firuzi idam cezası aldı ve her an infaz edilebilir. Yakın zamanda aynı şekilde idam cezası alan bir diğer Beluci protestocu da Şuayip Mir Beluç Zehi oldu.
Devletin çocuk ve genç kadın protestoculara cinsel istismar uyguladığı da görülmekte (tecavüz, işkence ve cinayet). Örneğin 36 yaşındaki Tahranlı bir doktorun bir gözü çıkarıldı ve işkence edilmiş bedeni ölü bulundu. Ayda, özellikle Tahran’ın batı mahallelerinden Ekbatan’da yaralı protestocuları kendi evlerinde tedavi ediyordu. Bu bölge, süregelen devrimden beri şehrin en aktif kısımlarından birini oluşturuyor. Başörtüsünü çıkardığı için okuldan kaçırılan 14 yaşındaki öğrenci Masume, güvenlik güçleri tarafından tecavüze uğradı. Masume, vajina yırtığı nedeniyle annesinin götürdüğü hastaneden, bu sefer annesiyle beraber kaçırıldı. Masume’nin ölü bedeni bulundu, annesi ise tutuklandı. Genç kız ve kadınlara tecavüz edilmesinin idamlar kadar endişe verici bir şiddet eylemi olduğuna dikkat çekmek gerekiyor. Dolayısıyla bu şiddet eylemi de aynı ilgiyi ve eylemliliği gerektiriyor.
Tüm işkencelere, idamlara ve protestocuların öldürülmesine rağmen protesto dalgası 150’den fazla şehir, kasaba ve köyde büyümekte. Ağır bir biçimde bastırılsa da protestolar günden güne büyüyor. İran genelinde esnafların ve işçilerin grevleri devam ediyor. Uluslararası topluluğun basınçları ilk idam dalgasını yavaşlattı. Cinsiyet ayrımcılığına dayalı İran rejimi, Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu’ndan çıkarıldı. İran’da halk, her öldürülen protestocunun cenazesine katılıyor ve şöyle diyor: “Öldürülen her protestocu için binlercemiz dayanışmayla ayağa kalkacak.”