Son zamanlarda sıkça duyduğumuz, ücretsiz olması için kadınların ve lgbti+ların mücadele gündeminde olan ve hayati önem taşıyan HPV aşısı, 25 Kasım 2022’de Sağlık Bakanı tarafından ulusal aşı takvimine alınacağı söylenmesine rağmen hâlâ ücretsiz yapılmıyor. Bakanın açıklama yaptığı dönemde, Türkiye’de virüsün yalnızca 4 tipinden kaynaklanan enfeksiyonlara karşı koruyan aşı mevcutken, virüsün 9 tipinden kaynaklanan enfeksiyonlara karşı koruyan aşı ocak ayında Türkiye’ye geldi ve tek dozun fiyatı 1.950 TL’den 24 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla 2.575 TL’ye yükseldi.
Öte yandan, asgari ücretin 11.402 TL olarak açıklanmasından sonra ardı arkası kesilmeyen zam silsilesi devam ederken menstrüel ürünler (ped, tampon vs.) ile birlikte doğum kontrol yöntemleri ve hormon ilaçları da KDV artışları ve ilaçta avro kurunun güncellenmesiyle birlikte zamlandı. Temel ihtiyaçlarımız olan bu ürünlerin lüks olmadığını ve ücretsiz olması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.
HPV ancak etkin aşılama ile son bulabilir!
Bilimsel kanıtlar aşının, eğer zamanında ve doğru bir biçimde uygulanmışsa, virüsün sebep olduğu hastalıkları ve bu hastalıklardan hayati önem taşıyan rahim ağzı kanseri riskini yüzde 99 oranında azalttığını gösteriyor. Geçtiğimiz yıllarda SGK’ya açılan ‘’aşı ücretinin iadesi’’ davalarında aşının ne kadar etkili olduğunu defalarca gördük, duyduk. Zaten Sağlık Bakanı’nın ‘’ücretsiz aşı’’ sözü de bunun artık inkâr etmesi mümkün olmayan bir gerçeklik olmasından kaynaklandı. Bu sözü verirken medeni hali gündeme getirip, kademeli aşılanmaya başlanacağı söylenmişti. Fakat gel gör ki ne medeni hale bakıldı ne de kademeli olarak aşı yapıldı… Peki ne mi oldu? Aşının fiyatı neredeyse asgari ücretin dörtte biri kadar zamlandı. Bu süre zarfında aşılanamayanlar/risk grupları hastalığın psikolojik ve maddi zorluklarını çekti. Dahası, önlenebilen bir kanser yüzünden hayatını kaybeden kadınlar oldu…
Bütün bunların erkek egemen kapitalist sistemin beden politikalarıyla ilişkili olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bakanın açıklamasındaki ‘’medeni hal’’ engeli veya cinsel yolla bulaşan bir hastalığın aşısı olmasına rağmen HPV virüsünden korunma yöntemlerinin tek eşliliğe veya pasif bir cinsel hayata bağlanması hiç tesadüf değil. Bunlar, kadın bedeninin denetlenmesinin ve tahakküm altına alınmasının yalnızca bir iki örneği. Bu örnekleri ne yazık ki çoğaltabiliriz. Fakat patriyarkanın bedenimiz, cinselliğimiz, sağlığımız üzerindeki bu baskılarına karşı örgütlü ve dayanışma içerisinde olursak, hayatımızı etkileyen aşılara ücretsiz ulaşabilir, cinsel sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanabilir ve lüks kategorisinde sayılan temel ihtiyaçlarımıza ücretsiz erişebiliriz.