2022 yılının Kadın Dayanışması imzalı son yazısında “Ne baskıcı politikalarınız bizi sindirir ne de biz mücadelemizden vazgeçeriz! Bir kişi daha eksilmemek için, erkek şiddetinin ve nefret suçlarının önlenmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz!” diyerek yeni yılı umut ve iradeyle karşılamışız.
Nitekim öyle de oldu. Şiddet, erkek yargı, kolluk ve siyasetin patriyarkal kapitalist işbirliği tarafından sistematik olarak sindirilmeye çalışsak da birlikte mücadele etmekten bir gün dahi vazgeçmedik. Bu yıl 25 Kasım’da, şiddete karşı uluslararası mücadele günümüzde, Türkiye’nin pek çok ilinde yağmura, soğuğa, polise ve barikatlara rağmen kadınlar ve lgbti+lar olarak bir araya gelmeyi başardık. Taksim olmazsa Mecidiyeköy olur, biz yeter ki yan yana olalım, gücümüz birliğimizden gelir dedik ve dediğimizi yaptık. Bu yıl İstanbul Mecidiyeköy’ü, Ankara Kızılay’ı, İzmir Alsancak’ı, Antep’i, Diyarbakır’ı mora boyadık. Depremin neredeyse sene-i devriyesi gelmiş olmasına rağmen hâlâ enkazların arasında yaşam mücadelesi veren Hataylı kadınlar da 25 Kasım’da bir aradaydılar ve yeni bir yaşamı kurma iradesiyle toplandılar.
Sadece kendi topraklarımızla yetinmedik, 25 Kasım’ın uluslararası mücadele günü olduğunu bir kez daha egemenlere hatırlattık. Bu yıl 25 Kasım’da, Siyonist İsrail Devleti’nin 75 yılı aşkın süredir Filistin halkına uyguladığı soykırımı ve işgali kınamak için yönümüzü Filistin’e çevirdik. Binlerce kadın ve çocuğun katledildiği, yerinden yurdundan edildiği koşullarda Filistinli kadınlar ve Filistin direnişi için dayanışmanın sesini yükselttik.
Erkek egemen kapitalist iktidarların kadın düşmanı planlarını görüyoruz. ABD’de kürtaj hakkına dönük saldırının ve Arjantin’de aşırı sağcı Milei’nin zaferinin tüm dünyada kadınların kazanımlarına dönük bir tehdit olduğunu biliyoruz. Bu yüzden de birlikte mücadele etmekten bir gün bile geri durmuyor ve daha fazlasını istiyoruz! Baskı ve sömürünün olmadığı bir toplum için; hükümetlerden bağımsız, işçi sınıfıyla birlikte mücadele eden, enternasyonalist ve sosyalist bir feminist hareket için örgütlenmemizi sürdürüyoruz.
İktidar 2024’e hazırlanıyor, biz de!
Derinleşen ekonomik kriz ve yarattığı ağır sosyal yıkım, depremin yarattığı ekonomik ve sosyal enkazın hâlâ kaldırılamamış olması iktidarı her zamankinden daha fazla kadın düşmanı politikalara teşvik ediyor. 2024 için kemer sıkma politikalarıyla kadını ailenin içine hapseden bir plan devreye çoktan sokulmuş durumda! Artan yoksulluğun psikolojik ve maddi yükünü kadınlar ev içinde yüklenecek ki erkekler işgücü piyasasında daha iyi sömürülebilsinler! Nafaka hakkı ortadan kalkacak ki kadınlar daha da güvencesiz ve aile içinde kalmaya mecbur bırakılsınlar! Öte yandan, “Aileyi güçlendirmek, toplumsal değerleri korumak” adı altında patronlarla birlikte kadınlar için daha esnek ve güvencesiz çalışma şartlarının hazırlıkları yapılıyor. Kamu kaynakları gitgide kesiliyor, sadece KYK yurtlarında yaşanan süreci dahi düşündüğümüzde barınma, eğitim, sağlık gibi en temel haklarımız bile tehdit altında.
Bu koşulları görüyor ve biz de eli yükseltiyoruz. Zira bu planların başarısı bizim mücadelemizin seyrine bağlı. Umutsuzluğa kapılma lüksümüz yok, kadınlar ve lubunyalar olarak ısrar ve inatla mücadeleye sarılma zamanı!
Kadın Dayanışması