Urfa’da sendika hakkı ve insanca çalışma koşulları talepleriyle direnişlerini sürdüren Özak Tekstil işçilerine jandarma müdahale etti. Levi’s yetkililerinin fabrikada görüşme yaptığı sırada jandarma işçilerden alanı boşaltmalarını istedi. İşçilerin alanı terk etmemesi üzerine jandarma tazyikli su ve coplarla müdahale etti, en az 19 işçi gözaltına alındı. Özak işçileri, direnişlerinin 17. gününde ikinci kez gözaltına alınmış oldular. Gözaltına alınanlar ilerleyen saatlerde serbest bırakılırken, mahkemeye sevk edilen BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, sendika yöneticileriyle birlikte ve 4 işçi, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Özak Tekstil işçileri ne istiyor?
Özak Tekstil işçileri üç temel talep etrafında direnişlerini sürdürüyor. Sendikal baskıların son bulması ve direnişçi işçilerin işten atılmaması, direnişte geçen bütün ücretlerinin ödenmesi, işten atılanların geri alınması. Direnişin başını çeken kadın işçiler, ağırlıklı olarak paketleme bölümünde günde bazen 12-14 saat çalıştırıldıklarını, içinden her gün kurt, böcek çıkan yemekleri yemek zorunda kaldıklarını, üstlerinden sürekli hakaret işiterek çalışmak zorunda bırakıldıklarını anlatıyorlar. Erkek işçilere göre direnişe çıkmanın, sendikalılaşarak mücadele yürütmenin ne denli zor olduğunu tüm kadın işçiler biliyoruz. Gelin bir de Özak Tekstil’de çalışan kadın işçilerinin taleplerini kendi ağızlarından dinleyelim:
Ben Merve Dizgin. 24 yaşındayım. 18 yaşımda liseden mezun olur olmaz Özak Tekstil’de çalışmaya başladım. Beş yıla yakın çalıştım; kısaca çalışma sürecini anlatayım. Haftanın 6 günü aralıksız her gün çalışıp mesailere aralıksız kaldım (resmi tatiller ve dini günler de bunlara dahil). Hiçbir sağlık sorunum yokken yoğun çalışma ve aralıksız mesailer sonucu bel fıtığı ve varis oluşmaya başladı. Lakin tüm bunlara rağmen çalışma hayatına devam ettim. Rahatsızlığımı dile getirmeme rağmen zorunlu mesailere kalmaya devam ettim. Bu arada mesai demişken, 2-3 saatlik uzama değil 7-8 saatlik mesailerden bahsediyoruz. Hatta çoğu kez sabahlara kalıp sonra eve gönderilip 2-3 saatlik dinlenme sonrası tekrar işe gelip yeni güne başlar gibi aynı adet ve performans istenildi. Üstelik tüm bunların yanında sözlü, psikolojik şiddete ve hakarete her zaman devam edildi.
Sonra ise 5 yıla yakın emeğin sonucunda bir pazar günü işe gelmemiz istendi, rahatsızlığımdan dolayı gidemedim ve pazartesi günü fabrika müdürü Hamit Akbalık tarafından hiçbir suçum yokken Kod 50 ile işten çıkarıldım. Hukuk mücadelesi başlatıp dava açtım fakat Nisan 2021’den beri hiçbir çözüm bulunmuş değil.
Dosyam sürekli Gaziantep – Şanlıurfa arası gidip geliyor. Beş yıllık emeğim çöpe atılıp göz ardı edildi. Bundan dolayı bu kişilerden şikâyetçi ve davacıyım. Adaletin yerini bulacağı günü bekliyorum.
Merve Dizgin
***
Ben Fatma Sağın. Özetle 5 yıla yakın çalıştım. Gece gündüz geç saatlere kadar mesaiye kalıyorduk. Cumartesi günleri tam gün mesai yapıyorduk sabahlara kadar, bazen bazı bayan arkadaşlarımız orada yatıyordu. Bunlar onlara yetmedi; üstüne bize hakaretler ediyorlar, tehditler yağdırıyorlardı. Yemekleri de düzgün değildi, Ramazan’da dışarıdan yemek siparişi veriyorduk. Servis sıkıntısı hep vardı, nerede kötü servis varsa Özak’taydı. Yetmedi üstüne pazar günleri de mesaiye geleceksiniz dedi Hamit Akbalık ve “Gelmeyeni işten çıkarırım,” dedi. Pazar günü mesaiye gitmedim diye beni işten attı. Bu hukuksuzluğa karşı dava açtım, dava hâlâ devam ediyor. Adaletin yerini bulacağı günü bekliyorum.
Fatma Sağın
***
Özak Tekstil’de çalıştığım sırada 27 Kasım’da bir kadın işçi olarak işten çıkarıldım. İşten çıkarılma sebebim, patronun istediği sendikaya üye olmamamdı. Sarı sendika biz işçi-emekçilerin taleplerini karşılamıyordu. Sürekli sendika değiştirmek istemedik. Birleşik Tekstil, Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) üzerinden ilerleme kararı aldık.
Sarı sendika, patronla işbirliği yaparak kendisini dayatıyordu. Sendika patronla işbirliği içinde olduğu için iş güvencemiz yok oldu. Yine bu işbirliği nedeniyle vardiyalar düzensiz olmaya ve ücretler eksik yatmaya başladı. Özetle sarı sendika, bir sendika olarak yapması gerekenleri hiçe saydı. Taleplerimizi görmezlikten geldi. Patron da sarı sendikaya boyun eğmemizi istedi. Kadın işçi arkadaşlarımızın sarı sendikaya üye olmamaları nedeniyle işten çıkarılmasının ertesinde, duruma tepki göstererek ayaklandık. Şimdi 4 gündür nöbetteyiz. Bu mücadeleyi kazanana kadar, taleplerimiz karşılanana kadar buradayız. Geri dönmeyi veya pes etmeyi düşünmüyoruz. Jandarma ve valilik bizi sürekli tehdit ediyor. Usulsüz şekilde gözaltı yapıyorlar. Ancak biz bu mücadeleden dönmeyeceğiz. İçerideki arkadaşlarımıza sesleniyoruz: Bu mücadele hepimizin. Hepimizin ailesi var. Hepimiz, ekonomik sorunları olan yoksul aile çocuklarıyız. Evde bizleri bekleyen anne, baba, kardeş, eş, çocuklarımız var. Buna rağmen emeklerimizin karşılığını talep etmekten çekinmiyoruz. Arkadaşlar; siz de bize katılın, mücadeleyi birlikte büyütelim istiyoruz.
Tüm okurlarımızı Özak Tekstil işçileriyle dayanışmaya çağırıyoruz!
*** Okur mektupları, ilk olarak https://www.gazetenisan.net/ sitesinde yayınlanmıştır.
Kadın Dayanışması